Ana içeriğe atla

BRÜKSEL-BRUGGE (BELÇİKA) GEZİ NOTLARI



Masal şehirler Brugge ve Brüksel...

Belçika, Orta Avrupa’da bulunan, Avrupa Birliği üyesi bir ülke. Burada birçok dil konuşulmaktadır. Flemenkçe, Fransızca, Almanca resmi dilleridir. Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve Almanya gibi komşularının olması konumunu daha da önemli bir hale getirmiştir. Para birimi Eurodur.  Yaklaşık 11 milyon nüfusa sahiptir ve federal parlamenter monarşi ile yönetilmektedir.
Belçika'ya gelebilmeniz için geçerli bir Shengen Vizesi'ne sahip olmanız gerekmektedir. Türkiye'den uçakla gelmek en rahat seçenek. Direkt olarak uçakla gelebileceğiniz gibi çevredeki ülkelerden de karayoluyla buraya gelebilirsiniz.


❤BRUGGE

Sabah erkenden düşüyoruz yollara… Biz Amsterdam'dan gidiyoruz Belçika'ya. Yaklaşık 200 km mesafedeki Brüksel ilk durağımız. Ama Brüksel öncesi Brugge’a gidiyoruz. Hem yol üstü olduğu için hem de herkesin Brugge’un çok güzel olduğunu söylemesi nedeniyle kaçırmıyoruz. Gerçekten çok farklı bir şehir… Sanki fotoğraf çekilmesi için inşa edilmiş. Büyüleyici bir atmosferi var. 

Zamandan etkilenmemiş hatta zamanla güzelleşen, gezmesi keyifli tarihi şehirlerden biri...




✈Türkiye'den Brugge'a direkt uçuş bulunmamakla birlikte en kolay ulaşım Türkiye'den Brüksel'e uçup 1 saatlik yolculuk sonrası Brugge'e gelmektir.






Tipik bir Avrupa ülkesi gibi kanallarıyla meşhur ancak farkı şehrin çikolata kokması J Çikolataya deli olan biri olarak orada olmaktan çok mutlu oldum. Hemen kendimize stick waffle aldık.. Gerçekten muhteşemdi. Ancak benim için Ukrayna çikolatası olan Roshen kesinlikle Belçika çikolatasından çok daha mükemmel🍫... 





Brugge de bir kanal şehri tıpkı Venedik gibi-ki bence Brugge daha güzel-.. Tüm evler kanallara açılıyor.. Çıktığınız her sokak sizi güzel bir kanal manzarasına çıkarıyor. Biz tercih etmedik ancak kanal turu da yapabilirsiniz. Çok fazla vaktimiz olmadığı için meydanı ve meydanı kesen tüm ara sokakları dolaştık.. Gerçekten Orta Çağda dolaşıyormuşsunuz gibi… Brüksel’den daha çok beğendim J




Brugge aynı zamanda dantelleriyle de çok meşhurmuş. Ben çok sevmediğim için hiç vakit harcamadım ancak turistler bazı dükkanlarda deli gibi alışveriş yapıyordu. Eğer siz de dantel seviyorsanız Brugge sizin için bir cennet olabilir…
Brugge kanalları

Gelelim gezilecek yerlere, Brugge'un kalbi Grote Markt (Büyük Pazar) eski şehrin de merkezi aynı zamanda... Yıllara meydan okuyan yapılar sizi hemen içine çekiyor ve sanki hep oradaymışsınız hissi yaratıyor. Burada görebileceğiniz iki önemli heykel bulunuyor. Bunlar zamanında halka liderlik yapan Jan Breydel ve Pieter de Coninck..


Brugge’da 366 basamak çıkmayı göze alıyorsanız girişi ücretli olan Çan Kulesine çıkabilir, manzara eşliğinde güzel vakit geçirip bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Giriş ücreti 10€ ve 09:30-18:00 saatleri arasında açık bulunuyor.


Grote Markt'ta bulunan en önemli yapılardan biri de Historium Brugge. Özellikle çocuklu aileler oldukça güzel vakit geçirebilirler. Hikayeler, sanal gerçeklik, panaromik teras gibi Brugge'de keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak birçok aktivite barındırıyor. Historium'a online bilet almak için internet sitesine buradan ulaşabilirsiniz. 10:00-18:00 saatleri arasında hizmet veriyor, bilet fiyatları ise 17.5€ civarında. 


En güzel kiliselerden biri olan Meryem Ana kilisesine ve oradan da Kutsal Kan kilisesine gitmenizi de şiddetle tavsiye ediyorum ancak bu kiliselerin çevresinde ve içinde mutlaka ses tonunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer fotoğraf çekmemeniz için uyarı bulunuyorsa dikkate almanızı da öneririm. 

Kutsal Kan Kilisesi 1200'lü yıllarda inşa edilmiş ve zaman içerisinde bugünkü görünümünü kazanmıştır. Kiliseyi görür görmez Gotik mimarinin ağır bastığını düşüneceksiniz. Kiliseyi gezmek ücretsiz ancak müze kısmını gezmek isterseniz 2.5€ karşılığında gezebilirsiniz. Müze kısmında bulunan kutsal kan mutlaka görülmeye değer...

Kutsal Kan Kilisesi'nin de bulunduğu meydan Burg Meydanı.. Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Grote Markt'a da oldukça yakın ve yürüyerek ulaşabilirsiniz. Meydanda aynı zamanda Brugge Özgürlük Sarayı'nı da görebilirsiniz.


Meryem Ana Kilisesi yani The Church of our Lady 122 metre uzunluğunda bir kuleye sahip. Bu kule dünyadaki en uzun ikinci tuğla kule ve aynı zamanda Brugge'da en uzun yapı olarak anılıyor. Bu kilisenin önemini bir Michelangelo hayranı olarak kelimelerle anlatamam. Michelangelo'nun Meryem Ana ve İsa'yı tasvir ettiği "Madonna ve Çocuk" heykeli burada bulunuyor. 09:30-17:00 saatleri arasında 6€ karşılığında kiliseyi ziyaret edebilirsiniz. Kilisenin yanı sıra çevresi de görülmeye değer..

Brugge Belediye Sarayı da Burg Meydanı'nda yer alıyor. Göz kamaştırıcı bir Gotik mimariye sahip. 1376 yılında yapımına başlanmış, 1420 yılında ise tamamlanmıştır. Zaman içindeki restorasyonlarla ise bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Önemli eserlere sahip bu belediye sarayını 09:30-17:00 saatleri arasında 6€ karşılığında gezebilirsiniz.


Kısa, etkileyici ve unutulmaz olarak anılarımızda yerini alıyor Brugge ve Brüksel’e gidiyoruz.

Brüksele gitmeden “Atomium”a gidiyoruz. Bir kimya mühendisi olarak etkilenmedim desem yalan olur. Demir atomunun 165 milyon kez büyütülmüş halini 1958 yılında fuar için tasarlamışlar. 


Gerçekten çok etkileyici bir yapı olmuş. Şu anda da ofis olarak kullanılıyormuş. Asansör ile içini gezmeniz mümkün ancak bizim vaktimiz olmadığı için biz giremedik. Pisa’da ve Eiffel’de yapılan fotoğraf aksiyonlarını burada da yapabilirsiniz. Avuç içine almak, parmakların arasında tutmak gibi klasikleri uygulayabilirsiniz :) Atomium çevresindeki tüm aydınlatmalar deney tüpü şeklinde tasarlanmış. Bir daha bu kadar kimya ile tasarlanmış bir yer göremeyeceğimiz kesin :) Adresi: Avenue de l’Atomium, 1020 Bruxelles. Metro ile ulaşmanız mümkün…


❤ BRÜKSEL

Brüksel’deki ilk gittiğimiz yer “İşeyen çocuk heykeli”(Manneken Pis). Brüksel denince ilk akla gelen yerlerden biri… Rivayete göre şehirde büyük bir yangın çıkıyor. Yangını bu çocuk işeyerek söndürüyor ve tüm şehri kurtarıyor. Heykel çok küçük (60 cm) ve bana göre hikayesinin gerçekçi olmayışı hayal kırıklığı yaşatıyor. Ama şehir için bu kadar önemliyken görmeden dönmek olmazdı. Özel günlerde çocuğa çeşitli kıyafetler giydiriyorlarmış ve bu kıyafetlere özel bir de müze yapılmış. 500’ün üzerinde kıyafet burada sergileniyormuş. Adresi: Rue de l’Etuve ve Rue du Chene’nin köşesinde yer almaktadır. Anneessens, Central ya da Bourse metro istasyonlarından buraya ulaşabilirsiniz.



Heykelin hemen yanındaki “Leonidas” çikolatacısına gidiyoruz. Fiyatlar biraz pahalı ancak gerçekten lezzetli çikolataları var. Özellikle ev yapımı olanları… Çok fazla miktarda çikolata alacaksınız size biraz pahalıya gelebilir, başka yerlerde aynı çikolatayı daha ucuza bulabilirsiniz, birazcık dolaşmanız yeterli olacaktır ancak tadımlık alınacaksa tercih edilebilir. Tabi Leonidas markasının Yunan kökenine sahip olduğunu söylememe gerek yok sanırım :) Bu da benim için ayrı bir mutluluk ve tercih sebebi oluyor 💗


Brüksel’in en ünlü ve en kalabalık meydanı “Grand Place”. Avrupa’da hayran olduğum meydanlar arasında yerini aldı kesinlikle… Sanki meydanda zaman durmuş gibiydi. İtalya’dan sonra tarihe hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi… Aslına bakarsanız da şehrin tek güzel yeri burası :) Temmuz 2015’te meydanda 3 binada restorasyon çalışmaları vardı ancak binaların cepheleri restorasyondan sonraki görüntüsüyle kaplanmış, dışarıdan restorasyon çalışması yapıldığı kesinlikle anlaşılmıyordu. Bir kere daha Avrupa’nın neden bu kadar ilerlediğini neden bu yerleri görme isteğimiz olduğunu anladım. Tarihlerine, kültürlerine gerçekten sahip çıkıyorlar.
Belediye binası

Grand Place (Grote Markt)'ta görmeniz gereken 2 önemli yapı bulunuyor. Birincisi Brüksel Belediye Binası ikincisi ise Brüksel Şehir Müzesi. Belediye binası yani Hotel de Ville meydandaki en görkemli yapı. Gotik mimarisine mi yoksa heykellere mi hayran kalsak diye düşünüyorduk. Belediye binasının 96 metrelik kulesinin en tepesinde ise baş melek Mikail heykeli bulunuyor. Brüksel Şehir Müzesi ise en az belediye binası kadar muhteşem bir mimarlık örneği. Gotik yapısını üzerindeki heykellerle daha da olağanüstü bir konuma taşımış. Şehir Müzesi 10:00-17:00 saatleri arasında 8€ karşılığında gezilebiliyor.


Meydandan yukarı doğru çıkarken Brüksel Kraliyet Sarayı’nı “Royal Palace” görebilir, muhteşem bahçesinde fotoğraf çektirebilirsiniz. 1783 yılında yapımına başlanan bina oldukça güzel ve bahçesi de bir o kadar çekici... Saray 10:00-16:00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebiliyor. Adresi: Rue Brederode 16
Kraliyet Sarayı


Brüksel'in en güzel yapılarından biri "St. Michael ve St.Gudula Katedrali". Victor Hugo gotik mimarinin en sade örneği dese de bence çok da sade değil 😍 9.yüzyılda St. Michael için şapel olarak inşa edilmiş ancak 11.yüzyılda kiliseye çevrilmiş ve St. Gudula'nın eşyaları getirilmiş. Katedralin ismi de buradan geliyor. Pazartesi-cuma günleri arasında 07:00-18:00, cumartesi 08:00-17:00, pazar günleri ise 13:00-18:00 arasında ücretsiz gezilebilir. Hazine, arkeoloji bölümü gibi kısımları ise 1€-2€ gibi ücretlerle gezilebilir. Tüm detayları resmi internet sitesinde bulabilirsiniz.

Görülmesi gereken diğer bir bazilika ise "Sacre Couer Bazilikası - Basilica of the Sacred Heart" Paris'teki benzeri gibi tepede olması sebebiyle bir de şehir manzarası da eklenmiş bu güzelliğe..Belçika'nın bağımsızlığının 75. yılında yani 1905 yılında başlanmış yapımına ve 1969 yılında da tamamlanmış. 89 metrelik kubbesi ve ikiz kuleleriyle muhteşem bir eser olmuş. Yaz aylarında 06:00-18:00, kış aylarında ise 08:00-17:00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Ancak manzara izlemek için kuleye çıkmak isterseniz 5€ karşılığında çıkabilirsiniz.

🍻Brüksel aynı zamanda bir bira cenneti diyebiliriz. Marketlerde veya içki dükkanlarında yüzlerce çeşit bira bulmanız mümkün. Fiyat aralığı çok geniş ama 1,5 €’dan başlıyor diyebiliriz.



Brüksel’de nerede yemek yiyeceğiz diye düşünürken kendimizi bir yunan restoranında bulduk :) Tamam itiraf ediyorum bilerek gittim :) “Plaka” adlı restoranın adresi Rue Marche aux fromages 6 1000.. Ouzo bile bulabileceğiniz restoranda garsonların büyük kısmı da Yunan.. Tabi benden kaçmaz o yüzden İngilizce bilmiyormuş gibi yapıp hemen Yunanca konuşmaya başladım :) Yemeğimizi yedikten sonra yine attık kendimizi çikolatacılara…


!!!!Eğer oteliniz merkezden uzaktaysa geç saatlere kadar kalmamanız gerektiğini, ara sokakların rahatsız edici olduğunu da belirtmeliyim. 

Bizim otelimiz merkeze oldukça yakındı. Ortalama bir otel olduğunu belirtmeliyim. Otel bizim için önemli değil merkezi olsun diyorsanız buyrun booking linki :)


Brüksel’de mutlaka yapılması gerekenler:

🍩Waffle yemek
🍫Çikolata yemek
🚈Brugge’e gitmek
🍻Birkaç çeşit bira tatmak
📷İşeyen çocuk heykeli ile fotoğraf çektirmek
👍Ara sokakların keyfini çıkarmak

Yorumlar

en güzel anlardan...

en güzel anlardan...