Ana içeriğe atla

İSKEÇE FESTİVALİ (YUNANİSTAN) GEZİ NOTLARI

İSKEÇE FESTİVALİ (YUNANİSTAN) GEZİ NOTLARI

Bir çok yerde reklamlarını görmüşsünüzdür İskeçe festivali’nin… Ben de yıllar önce görüp dayanamayıp gidenlerdenim J Tamam kabul ediyorum ki turların size söylediği “Rio yanı başınızda” birazcık abartı olabilir JJJ

İskeçe, Türkler tarafından özellikle erkekler tarafından iddaa oynayanların lig takımı olarak bilmesinden çok da öteye geçememiştir. Hatta Yunancası Ξάνθη (Xanthi) olan bu ilin ismini Şanti, Zanti, Hanti gibi değişik şekillerde duyabilirsiniz :) Ancak okunuşu Ksanthi’dir. Yunanistan’ın Türkiye’ye yakın olan ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı illerden biridir.  Yaklaşık 70.000 nüfusa sahip olan il, “Dünyanın en iyi korunmuş eski şehri” ünvanına da sahiptir.  Şehrin en önemli simgesi Osmanlı zamanından kalan şehir meydanında bulunan saat kulesidir.


İskeçe’nin İstanbul’a uzaklığı yaklaşık 400 km’dir. Gidiş için karayolu en uygun seçenek olmakla beraber İstanbul’dan gidecekler için en uygun sınır kapısı İpsala’dır.  Pazarkule sınır kapısı da kullanılarak veya Yunanistan’a geçtikten sonra KTEL’e binerek İskeçe’ye ulaşabilirsiniz. Araba ile gidecekler için sınır kapısında bekleme süresinin otobüse göre daha az olması büyük bir avantaj oluyor. Ancak araba ile gittiğinizde yeşil sigorta ve uluslar arası ehliyet masrafı çıkıyor. Ehliyetlerini değiştirenlerde ise masraf sadece yeşil sigorta olarak kalıyor çünkü yeni ehliyetler Yunanistan’da geçerlidir. İskeçe’ye otobüs ile gitmek isterseniz 2019 itibariyle tek yön yaklaşık 20€, gidiş dönüş 30€'ya gidebilirsiniz. 

İskeçe festivali turları ise Cuma akşamı İstanbul’dan hareket edip, önce Kavala’ya sonra da Selanik’e gitmektedir. Selanik'i gezerken de ihtiyaç duyacağınız tüm bilgiler Selanik gezi notlarında tık tık tık:) Aslında yoğun geçen bu turda kısa da olsa 3 şehri görebilmek bir avantaj sayılabilir. Turlar genellikle Pazar günü sabah İskeçe’ye gelmektedir.

Biraz İskeçe festivalinden bahsedelim.. Genellikle Şubat veya Mart ayında gerçekleşen festival Avrupa’nın da çeşitli yerlerinden ilgi görüyor. Bu nedenle oldukça kalabalık olduğunu söyleyebiliriz. Festival boyunca tüm şehir bu festival için yaşıyor ve hayat sanki duruyor. Festival boyunca şehir merkezine araç girişi yasak. Belli bir çapta sadece yaya olarak gezebiliyorsunuz. Araçlar ve otobüsler için belli yerler var ve aracınızı park ettiğiniz yerden ücretsiz otobüslerle festival alanına gidebiliyorsunuz.


Merkezde bulunan saat kulesi ve caddenin tamamı festival için kapatılmış oluyor. Bir Rio değil kabul ama yine de çılgınlıkta sınır tanımayan bir festival diyebilirim. Caddede son ses müzik, çılgın kıyafetlerle dolaşan deli dolu gençler…


Gençler bir yandan eğlenirken bir yandan da kortej boyunca ellerindeki boyalarla geçerken yüzünüzü boyuyorlar :) Festivalden çıktığınızda rengarenk bir insan oluveriyorsunuz :) Aslında bu boyamanın eğlencesinin yanı sıra büyük bir anlamı da var. Hz. İsa’nın öldürüleceği dedikodusunun çıkması üzerine halk onu korumak için bütün çocukların yüzünü rengarenk boyamış böylelikle aynı görünen çocukların arasında Hz.İsa’nın fark edilmeyeceğine inanmışlar. 10 gün sonrasında olayın asılsız olduğu anlaşılınca çocuklar temizlenerek, tertemiz bir pazartesiye başlamış.


Festivale katılmak için kıyafet zorunluluğu olmasa da dükkanlarda ya da tezgahlarda satılan rengarenk, abuk subuk ama eğlenceli maskelerden, gözlüklerden, şapkalardan alıp eğlencenin içine dalabilirsiniz.


Haftasonu bir kaçamak arıyorsanız, hiçbir şey düşünmeden eğlenmek istiyorsanız İskeçe festivali süper bir seçenek olabilir.
Yunanca bilenler için festival sayfası: burada

İngilizce bilenler için festival sayfası: şurada



Festival için en önemli konulardan biri yemek… Maalesef herkes eğlenmeye gittiği için çok fazla yerin açık olduğunu söyleyemeyiz, yine de sokakta birçok satıcı, köşelerde souvlakiciler :) Souvlaki (σουβλάκι) bizim damak tadımıza en yakın yiyeceklerden biri. Pide arasında caciki, soğan, patates, döner veya kebap… Çok çok lezzetli olduğunu tekrar söylemeden geçemeyeceğim. Bilmeniz gereken diğer bir konu ise dönerlerin veya kebapların çoğunlukla domuz (χοιρινός-hrinos) olması. Ancak kesinlikle sorarsanız tavuk (κοτόπουλο-kotopulo) veya dana (μοσχαρίσιος-mosharisios) bulabilirsiniz.  Okunuşlarını bu şekilde yazarak Yunanca’yı katletmiş olabilirim ama önemli olan yiyecek bir şey bulabilmeniz :)

Festivale ara verip kendinizi İskeçe sokaklarına bırakabilirsiniz. Sanki Osmanlı zamanında bir sokakta yürüyormuş gibi hissedeceğinizden eminim. En iyi korunmuş eski şehir olmayı gerçekten hak ediyor…

Eğer turla gitmediyseniz kortej tamamen bitmeden yola çıkmanızı, tüm otobüsler kalkmadan gümrükten geçmenizi şiddetle tavsiye ederim. Biz 8 saat bekleyerek sanırım bir rekor kırmıştık.


Eğer vaktiniz varsa eve dönmeden yol üzerinde Komotini (Gümülcine)’ye veya Alexandroupoli(Dedeağaç) ’ye uğrayabilirsiniz.  Ayrıca Alexandroupoli gezi notları tam da burada :)

Umarım 2019 festivaline de  gidenlerden olurum ;) 


Yorumlar

en güzel anlardan...

en güzel anlardan...